ABD başkanlık seçimlerinde galip gelen Donald Trump, 78 yaşında Amerika’nın 47. başkanı olmaya hazırlanıyor. Ocak 2025’te yapılacak yemin töreniyle görevi devralacak olan Trump, emlak sektöründeki başarılarından sonra dünya siyasetine damga vuran çalkantılı bir kariyer izledi. Bu yolculuğunda, başkanlık döneminde aldığı tartışmalı kararlar, açılan davalar ve özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki duruşu onu sürekli dünya gündeminde tuttu.
Donald Trump’ın Emlak İmparatorluğundan Başkanlığa Yolculuğu
14 Haziran 1946’da New York’ta dünyaya gelen Trump, genç yaşlarda babası Fred Trump’tan emlak işini devraldı. Pensilvanya Üniversitesi’nde işletme eğitimi aldıktan sonra aile şirketinin başına geçen Trump, medya ve eğlence sektörlerinde adını duyurdu. 2000 yılında kısa bir süreliğine Reform Partisi’nden başkanlık için adaylığını koyduysa da asıl siyasi yükselişi 2016’da Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olarak gerçekleşti.
İlk Başkanlık Döneminde Tartışmalı Kararları
Trump, ilk başkanlık döneminde aldığı kararlarla ABD kamuoyunda sık sık eleştirildi. Sosyal medya aracılığıyla kararlarını duyurması, FBI ve CIA gibi devlet kurumlarıyla yaşadığı anlaşmazlıklar, özellikle gizli servis koruma hizmetini reddetmesi, Trump’ın başkanlık tarzının öne çıkan unsurları oldu. Özellikle Avrupa Birliği ve Çin ile yaşanan gerilimli diplomasi, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve Meksika sınırında güvenlik duvarı inşa etme girişimi gibi hamleler, dış politikada tepki toplayan adımlar arasında yer aldı.
İkinci Başkanlık Döneminde Ekonomi ve Göç Reformu Planları
Trump, yeniden başkan olarak göreve başladığında ABD ekonomisini canlandırmak ve göçmen reformunu hayata geçirmek gibi vaatlerle yola çıktı. Çin mallarına yüksek ithalat vergileri uygulama planları, göç sisteminde liyakate dayalı bir sistem kurma vaadi ve Meksika sınırında güvenlik önlemlerini artırma sözü, başkanlık gündeminde önemli yer tuttu. Ayrıca, sosyal güvenlik yardımları üzerindeki vergileri kaldırmayı ve federal kurumlar vergisini düşürmeyi hedefliyor.
Donald Trump’ın Dış Politikadaki Yeni Duruşu
Trump, Rusya-Ukrayna Savaşı konusunda barışçıl bir çözüm bulmak için tarafları masaya oturtma vaadinde bulundu. Aynı zamanda İsrail’e yönelik desteğini de sık sık dile getirirken, Orta Doğu’da barışçıl bir çözüm için çabalarını sürdüreceğini belirtiyor. İran ile ilişkileri yeniden gözden geçirmeyi ve Paris İklim Anlaşması’ndan ABD’yi çıkarmayı planladığını ifade eden Trump, dış politikada korumacı bir yaklaşımı sürdürme niyetinde.
Hakkındaki Davalar ve Hukuki Süreçler
Trump’ın hayatındaki en çalkantılı süreçlerden biri, 2020 seçimlerinin ardından Kongre baskını ve seçim hilesi iddiaları ile ilgili açılan davalar oldu. Özellikle 6 Ocak Kongre baskını sonrası hakkında açılan davalar, Trump’ın başkanlık yolculuğunda birçok ilklerin yaşanmasına sebep oldu. Georgia’daki seçim davaları ve eski bir yetişkin film yıldızına sus payı iddiası, en çok dikkat çeken hukuki meseleler arasında yer aldı.
Trump ve Putin: Karmaşık Bir İlişki
Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile olan ilişkisiyle de sık sık gündeme geldi. Putin ile Helsinki’deki buluşması, Trump’ın ABD istihbarat raporlarına rağmen Rus liderle kurduğu dostane diyalog nedeniyle eleştirilmesine yol açtı. ABD’li gazeteci Bob Woodward’ın kitaplarında yer verdiği iddialara göre, Trump görevden ayrıldıktan sonra da Putin ile telefon görüşmelerine devam etti.