Ayşe Barım Hakkında Çarpıcı Uyarı: “Ani Ölüm Riski Var”
Gezi Parkı davası kapsamında 30 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Ayşe Barım’ın tutukluluk hali devam ederken, Türk Tabipler Birliği’nden çok konuşulacak bir açıklama geldi. TTB, Barım’ın sağlık durumunun ciddi olduğunu ve “ani ölüm riski” taşıdığını belirtti. Bu açıklama, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Mahkemeden Tutukluluk Kararı Çıktı
Sanat camiasının tanınan isimlerinden olan menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı olayları sürecinde sanatçıları eylemlere yönlendirdiği ve olayların organizasyonunda rol aldığı iddiasıyla yargılanıyor. Hakkında açılan davada İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, geçtiğimiz günlerde tutukluluğunun devamına karar verdi. Yapılan tutukluluk incelemesi sonucunda mahkeme heyeti, Barım’ın cezaevinde kalmasının uygun olduğuna hükmetti.
Kararın ardından kamuoyunda çeşitli tepkiler yükselirken, gözler Barım’ın sağlık durumuna çevrildi. Bu noktada devreye giren Türk Tabipler Birliği, konuyla ilgili dikkat çekici bir açıklama yaptı.
TTB: “Hayati Risk Var”
Kararın açıklanmasından yalnızca birkaç saat sonra Türk Tabipler Birliği, Barım’ın sağlık durumuna ilişkin bir kamuoyu duyurusu yayımladı. Açıklamada, Ayşe Barım’ın mevcut sağlık koşullarının cezaevi şartlarıyla bağdaşmadığı, ciddi rahatsızlıklar yaşadığı ve bu durumun ani bir ölüm riski taşıdığı ifade edildi.
Ayrıca TTB, sağlık açısından acil müdahale edilmezse hayati sonuçlarla karşılaşılabileceğini, bu tür hastalıkların cezaevi ortamında daha hızlı ilerleyebileceğini vurguladı. Kurum, Barım’ın derhal kapsamlı bir hastanede tedavi altına alınması gerektiğini belirtti.
Cezaevi Koşulları Tartışma Yaratıyor
Son dönemde benzer sağlık sorunları yaşayan tutukluların durumu sıkça gündeme geliyor. İnsan hakları savunucuları, cezaevinde kalan hastaların sağlık hizmetlerine yeterli ölçüde ulaşamadığını, dolayısıyla hayati tehlikelerin arttığını dile getiriyor. Ayşe Barım örneği, bu tartışmaları yeniden alevlendirmiş durumda.
Barım’ın avukatları da müvekkillerinin hastalık geçmişine dikkat çekerek, daha önce geçirdiği sağlık sorunlarının, mevcut riskleri artırdığını savundu. Ayrıca bu durumun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında da önemli bir yer tuttuğunu belirttiler.
