Amerika Rüyası Yıkıldı: Versay Kraliçesi’nin Hayali Yarım Kaldı

“Versay Kraliçesi” belgeselinin yıldızı Jackie Siegel, hayatındaki büyük kayıplarla bir kez daha gündemde. Amerika tarihine geçen en pahalı ev projesinin başrolünde yer alan Siegel, hem ailesindeki trajediler hem de hayalini kurduğu malikanenin akıbetiyle dikkat çekiyor.
Hayallerini Kriz Yıktı
Jackie ve David Siegel, Florida’da Versay Sarayı’ndan ilham alan devasa bir malikâne inşa etmeye karar verdi. Ancak bu ihtişamlı proje, 2008 ekonomik krizinin tam ortasında durma noktasına geldi. “The Queen of Versailles” adlı belgesel, bu dev mülkün yükselişi ve çöküşünü çarpıcı bir şekilde gözler önüne serdi. 2012 yılında yayınlanan yapım, Amerikan rüyasının ne kadar kırılgan olabileceğini ortaya koydu.
Malikanenin Tamamlanmasına Ramak Kalmıştı
Ocak 2025’te Jackie Siegel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 14 odalı ve 30 banyolu malikânenin büyük oranda tamamlandığını açıklamıştı. Henüz tam anlamıyla bitmese de, proje şimdiden ABD tarihinin en pahalı evleri arasında yerini aldı. Ancak trajik bir gerçek vardı: Eşi David Siegel, bu hayalin son hâlini göremeden yaşamını yitirdi.
Ardı Ardına Yaşanan Aile Dramları
2025 yılı Jackie Siegel için tarifsiz acılarla başladı. Önce eşi David Siegel 89 yaşında hayatını kaybetti, ardından birkaç gün sonra kız kardeşi Jessica Mallery, 43 yaşında aşırı doz nedeniyle yaşamını yitirdi. Jackie, yaptığı açıklamada acısını şu sözlerle paylaştı:
“David ile 25 harika yıl geçirdim. Sekiz çocuğumuzla gurur duyuyorum. Ama şimdi hem eşimi hem kardeşimi kaybettim. Kalbim parçalandı.”
Kızı Victoria da Uyuşturucudan Hayatını Kaybetmişti
Jackie Siegel’ın yaşadığı tek kayıp bu değildi. 2015 yılında, henüz 18 yaşındaki kızı Victoria Siegel da aşırı dozdan hayatını kaybetmişti. Ailenin üst üste yaşadığı bu trajediler, onların adını yalnızca zenginlik ve gösterişle değil, aynı zamanda acı dolu kayıplarla da hafızalara kazıdı.
Amerika Rüyasının Karanlık Yüzü
Jackie ve David Siegel çifti, Amerikan rüyasını en uç noktada yaşamayı hedeflemişti. Ancak ekonomik kriz ve kişisel kayıplar, bu rüyayı kabusa çevirdi. Belgeselin yönetmeni Lauren Greenfield, bu hikâyeyi yalnızca zenginlik ve çöküş üzerinden değil, Amerika’nın sınırsız arzu ve tüketim kültürünü sorgulayan bir anlatıya dönüştürdü.