Angelina Jolie’nin “Maria” Yolculuğu: Kendini Yeniden Keşfetmek
Angelina Jolie, Maria Callas’ı canlandırırken yalnızca oyunculuk yeteneklerini değil, aynı zamanda içsel dünyasını da yeniden keşfetti. Jolie, efsanevi soprano Callas’ın nefesini ve duygularını bulma sürecinin, kendi yaşamında da derin değişimlere yol açtığını ifade ediyor. Bu süreç, hem fiziksel hem de duygusal anlamda yoğun bir hazırlık dönemi gerektirdi.
Jolie, verdiği bir röportajda şu sözlerle bu deneyimi anlattı: “Hayatımız boyunca birçok deneyim yaşar ve bedenimizde biriktiririz. Bu duygusal yükleri, midemizde, göğsümüzde ya da başka yerlerde taşırız. Maria Callas’ı anlamak ve canlandırmak, beni bu yüklerden arınmaya zorladı.” Jolie’nin en büyük zorluğu, fiziksel olarak yeniden nefes almayı öğrenmek olmuş. Bu durumu şöyle açıklıyor: “İlk birkaç hafta çok zordu. Vücudumu yeniden açmam ve içimdeki derin nefesi bulmam gerekiyordu.”
“Maria” Filmi: Angelina Jolie’nin Kariyerindeki Yeni Dönüm Noktası
Pablo Larraín’in yönetmenliğini yaptığı “Maria”, 20. yüzyılın ikonik sopranosu Maria Callas’ın hayatının son dönemlerini konu alıyor. Film, Callas’ın Paris’teki görkemli dairesinde geçen günlerine ve sahnelere veda ettikten sonraki içsel çatışmalarına odaklanıyor. Jolie, Callas’ın kaybolan sesini, bastırılmış duygularını ve yeniden tanımlamaya çalıştığı kimliğini başarıyla canlandırıyor.
Netflix’te 11 Aralık’ta yayımlanacak olan film, Angelina Jolie’ye üçüncü bir Oscar adaylığı getirebilir. Daha önce 2000 yılında “Girl, Interrupted” (Kız, Kesintiye Uğradı) filmindeki performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazanan Jolie, bu filmle kariyerinde unutulmaz bir role imza atmış olabilir.
Aile, Acılar ve Sahne Arkası
Angelina Jolie’nin altı çocuğundan en büyükleri olan Maddox ve Pax, film setinde anneleriyle birlikte çalıştı. Jolie, bu deneyim sırasında çocuklarının kendisinin daha önce hiç görmedikleri bir yanına tanıklık ettiğini belirtiyor: “Hayatımda beni üzgün gördükleri anlar oldu. Ancak onların önünde bu kadar derinden ağladığımı hiç görmemişlerdi. Bu süreç, onların gerçekten yanımda olduklarını hissettirdi.”
Bu duygusal yoğunluk, Jolie’nin kendi yaşamında yaşadığı zorluklarla da bağlantılı. Brad Pitt ile devam eden uzun ve sancılı boşanma süreci, Jolie’nin hayatında derin izler bıraktı. Callas’ın içsel çatışmalarını canlandırırken, Jolie’nin kendi geçmişindeki paralellikleri görmezden gelmesi mümkün değildi.
Callas ve Jolie: İki Efsanenin Kesişen Hikayesi
Maria Callas, yalnızca sesiyle değil, sahnedeki karizması ve varlığıyla da tarihe geçmiş bir ikon. Angelina Jolie, bu rol için hazırlanırken Callas’ın kaybolan sesinin ve bastırılmış duygularının izini sürdü. Filmde Callas’ın orijinal arşiv kayıtları ile Jolie’nin sesi birleştirilerek etkileyici bir atmosfer yaratıldı. Jolie, bu süreçte şarkı söylemenin, özellikle opera tarzında, teknik ve sanatsal bir meydan okuma olduğunu ifade ediyor. “Sahte opera söyleyemezsiniz,” diyen Jolie, bu deneyimin kendisi için iyileştirici bir yönü olduğunu belirtiyor.
Yalnızlık ve Özgürlük Kavramları
Angelina Jolie, Callas rolüyle yalnızlık ve özgürlük kavramlarını derinlemesine ele aldı. Callas gibi Jolie de sanat hayatında kamuoyunun sürekli dikkatini çeken bir yaşam sürdü. Ancak Jolie, bu kamusal yaşamın kendisini her zaman rahat hissettirmediğini şu sözlerle ifade ediyor: “Ben kamusal bir insanım çünkü işimi seviyorum, kamusal olmayı sevdiğim için değil.”
Bu yaklaşım, Callas’ın kendi yaşamıyla da örtüşüyor. Film, Callas’ın efsanevi statüsüyle bireysel kimliği arasındaki gerilimi çarpıcı bir şekilde ele alıyor. Jolie, bu iki kadının benzer yalnızlık deneyimlerinin kendi oyunculuk sürecine de yansıdığını dile getiriyor.
“Maria” ve Angelina Jolie’nin Geleceği
“Maria”, Pablo Larraín’in 20. yüzyılın ikonik kadın figürlerine odaklandığı üçüncü filmi. Daha önce “Jackie”(Jacqueline Kennedy) ve “Spencer” (Prenses Diana) filmlerini yöneten Larraín, Jolie’nin Callas rolü için doğru seçim olduğunu belirtiyor. Yönetmen, “Hayatında kontrolü yeniden eline almak zorunda kalmış, güçlü bir kadını canlandırmak için doğru kişiydi,” diyerek Jolie’nin performansına olan güvenini ifade ediyor.
Jolie, bu rolün ardından oyunculuk kariyerine nasıl devam edeceğine dair kesin bir planı olmadığını söylüyor. Ancak Callas’ın kendisinde derin bir iz bıraktığını şu sözlerle açıklıyor: “Gerçek bir insanı canlandırdığınızda, o kişi sizin bir arkadaşınız gibi oluyor. Callas’ı hemen bırakabileceğimi sanmıyorum.”