Saadet Işıl Aksoy’dan Dış Görünüş Baskısına Net Tepki: “Nasıl Göründüğüm Sadece Beni İlgilendirir”

Son dönemde sosyal medya platformlarında artan dış görünüş baskısına karşı Saadet Işıl Aksoy‘dan dikkat çeken bir çıkış geldi. Başarılı oyuncu, güzellik algılarının dayatıldığı dijital dünyada kendi yolunu çizenlerden biri olduğunu vurgulayarak, “Nasıl göründüğüm sadece beni ilgilendirir” dedi. All dergisine verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulunan Aksoy, hem oyunculuk kariyerine dair samimi iç görüler sundu hem de annelik, empati ve dijital detoks konularında çarpıcı mesajlar verdi.
Dijital Kalıplara Direnç: Estetik ve Kilo Baskısına Dair Tavır
Günümüz dijital dünyasında, özellikle kadın oyuncuların dış görünüşlerine yönelik baskılar hız kesmeden sürüyor. Ancak Saadet Işıl Aksoy, bu kalıpları kabul etmiyor. Boy, kilo ve estetik operasyonlarla ilgili ısrarla oluşturulan “vitrin” algısına karşı duruş sergileyen Aksoy, hikâye anlatıcılığına odaklandığını ifade ediyor.
“Oyunculuk benim için bir hikâye anlatma sanatı” diyen Aksoy, fiziksel görüntüsünün, içinde bulunduğu hikâyeye hizmet etmesi gerektiğini savunuyor. Onun için önemli olan, dışsal görünüşten çok karakterin duygusal dünyasını izleyiciye geçirebilmek.

“Nasıl Göründüğüm, Benim İçin Bile İkinci Planda”
Oyunculuğa duyduğu derin bağlılık, Saadet Işıl Aksoy’un dış görünüşle ilgili tartışmalara mesafeli kalmasını sağlıyor. Görünüşe dair gelen eleştirileri ya da dayatmaları önemsemeyen Aksoy, bunların kişisel gelişiminden ve kariyer hedeflerinden sapmasına izin vermiyor. Bu tutumu, özellikle sosyal medyada bir rol modeli haline gelmesini sağlıyor.
“Bazen Sosyal Medyaya Bir Hafta Bile Bakmıyorum”
Dijitalleşmenin getirdiği zorluklara da değinen Aksoy, zaman zaman kendini kaosun içinde bulduğunu itiraf ediyor. Ancak geliştirdiği yöntemlerle bu baskının etkisinden uzaklaşmayı başarıyor. Planlı bir şekilde yaptığı sosyal medya detoksları, negatif duygulardan uzaklaşmak için başvurduğu etkili yöntemlerden biri.
Uygulamaları telefonundan silmek, negatif içeriklerden kaçınmak ve hatta çevresiyle bile olumsuz konuşmamak onun için bu süreçte vazgeçilmez detaylar arasında. Bu stratejik kaçışlar, ona hem zihinsel ferahlık hem de üretkenlik açısından önemli katkılar sağlıyor.
“Empati Gücüm Oyunculukla Daha da Derinleşti”
Oyunculuk kariyerinin kişisel yaşamına etkilerinden söz ederken, Aksoy en çok empati becerisinin geliştiğini belirtiyor. Hayatı boyunca empatiye yatkın bir birey olduğunu düşünen Aksoy, bu yönünün oyunculukla daha da güçlendiğini söylüyor. Rolüne bürünürken karakterin duygularını içselleştirme süreci, onun insan ilişkilerindeki derinliğini artırmış.
“Kızım Kendi Yolunu Benden Daha İyi Biliyor”
Annelik deneyimiyle ilgili de samimi açıklamalarda bulunan Aksoy, her bebeğin dünyaya kendi potansiyeliyle geldiğini ve ebeveynlerin bu potansiyeli ortaya çıkarmasına yardımcı olmaları gerektiğini vurguluyor. Kızı Marisa Gülcan’ın yolunu kendi içgüdüleriyle bulacağına olan inancını dile getiriyor.
Ebeveynlik anlayışında yönlendirmekten çok eşlik etmenin önemine değinen Aksoy, kızının sezgilerine güveniyor. Zorlandığı ya da yönünü kaybettiği anlarda çocuğuna döndüğünü ve ondan ilham aldığını içtenlikle paylaşıyor.