Kızıl Goncalar Televizyon Tarihinde Cesaretiyle Anılacak

Gold Yapım imzalı Kızıl Goncalar, bu pazartesi gecesi yayınlanacak 46. bölümüyle ekranlara veda etmeye hazırlanıyor. Dizinin cesur hikâyesi, izleyiciler, gazeteciler ve sosyal bilimciler arasında uzun süre tartışma konusu oldu. Özellikle muhafazakâr-seküler çatışmasını, bireylerin hayat tarzı üzerinden değil, kurumlar ve toplumsal yapılar üzerinden anlatmasıyla dikkat çekti.
Toplumun Fay Hatlarını Ekrana Taşıdı
Kızıl Goncalar daha ilk bölümünden itibaren çarpıcı konulara değindi: çocuk gelinler, zorla evlendirme, kız çocuklarının eğitim hakkı, tarikatlar, zorunlu göç, istismar, sağlık ve eğitim sistemlerindeki problemler, 28 Şubat süreci gibi pek çok toplumsal mesele dizinin ana eksenini oluşturdu. Bu cesur anlatım, çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi.
Bazı çevreler diziyi tarikatları övmekle eleştirirken, bazıları seküler bireylerin olumsuz gösterildiğini savundu. Oysa dizinin ana mesajı, farklı görüşlerin müzakere yoluyla bir araya gelebileceğini göstermekti.
“Ben Senim, Sen de Bensin” Anlayışı
Dizinin ana teması, karşıtlıklar üzerinden birliği aramak oldu. Tarikat içindeki dindar bireyler ile laik modern bireyler arasındaki çatışma, karakterler aracılığıyla birbirine bağlı şekilde işlendi. Din ve bilim arasındaki denge arayışı, müzakere ve hakikat arayışının merkezine yerleştirildi.
Özellikle Cüneyd ve Levent karakterleri arasındaki diyaloglar, izleyenlere farklı bakış açılarını sorgulatırken, hakikatin bir çatışmadan değil, ortak bir anlayıştan doğabileceğini ortaya koydu.
İkinci Sezonda İlgi Azaldı
Dizinin ikinci sezonunda izlenme oranlarında düşüş yaşandı. Bunun bir nedeni aynı gün yayınlanan yeni dizilerin rekabeti olurken, bir diğer neden de hikâyenin daha fazla klasik dizi formatına kaymasıydı. Ancak yine de Kızıl Goncalar’ın ilk sezondaki toplumsal analiz gücü ve senaryosundaki bilinçli tercihler takdir topladı.
Senarist Şükrü Necati Şahin‘in kişisel hayatından esinlenerek kurduğu hikâye, özellikle kadınların toplumdaki güçlenme mücadelesini merkeze almasıyla dikkat çekti.
Toplumsal Kutuplaşmaya Dair Derin Bir Yorum
Kızıl Goncalar, kutuplaşmanın sadece bir tarafın kazanacağı bir “maç” olmadığını, farklılıkların yan yana durabileceği bir toplumsal barışın mümkün olduğunu savundu. Dizinin İNGEV Act Human İnsani Gelişme Ödülleri’nde “kapsayıcılık” kategorisinde ödül alması da bu yaklaşımın bir teyidi oldu.